28 Gün Kuralı

Egzersizleri uygularken dikkat edilecek en önemli husus; 28 gün kuralıdır. Gün sayısının önemi, atalarımızdan günümüze kadar aktarılan “Ay şahit olsun!” cümlesiyle aynı kökenden gelir. Ay, bir döngüsünü sekiz fazda tamamlar ve sekiz fazın toplamı yaklaşık 28 gün eder. Burada amaç; 28 gün boyunca yapılan egzersize, Ay’ın her fazının şahit olmasıdır. Şahitlik durumu; egzersizde ortaya çıkan bilgiyi, Ay’ın kendi hafızasına kaydetmesi olarak düşünülebilir. O nedenle egzersizler, 28 gün boyunca aralıksız her gün tekrarlanmalıdır.

20 Dakika Kuralı(1)

Egzersizleri yaparken ulaşılması gereken bir de süre sınırı vardır. Meditasyon egzersizleri en az 20 dakika yapılmalıdır. 20 dakikadan fazla yapılmasında hiçbir sakınca yoktur.

Meditasyona Hazırlık

Meditasyon egzersizlerine hazırlık yaparken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, meditasyon pozisyonudur. Omurga dik olacak şekilde koltuk, kanepe veya yere rahatça oturulmalıdır. Belin rahat etmesi için sırt yaslanmalı ve bel oyuğu desteklenmelidir. Ayak parmakları serbest kalması gerektiğinden bağdaş kurulması doğru değildir.

Meditasyon yapılacak ortamda yalnız kalınmalıdır. Meditasyon sırasında herhangi bir müzik dinlemek yasaktır. Mum ya da tütsü yakılmasında hiçbir sakınca yoktur. Günlük meditasyon zamanı ise iki egzersiz arası 24 saati geçmeyecek şekilde ayarlanmalıdır.

*Meditasyonda gevşeme

Ayak parmakları serbest, bel rahat, omurga dik olacak şekilde rahatça oturulduktan sonra gevşeme aşaması başlar.

Meditasyon sürecinde derin dinlenmenin; rahat, mutlu ve huzurlu şekilde tecrübe edilebilmesi için vücudun üç noktası gevşetilerek -ayaklar, bel, yüz- hizalanmalı ve nefes yavaşlatılmalıdır.

1- Ayak Parmakları

Gevşemeye ayak parmaklarındaki kaslardan başlanır. Ayak parmaklarının altındaki alan, Plüton ile temsil edilir ve kişiyi Dünya’nın merkezine bağlayan nokta olarak tanımlanır. Ayak parmaklarındaki kaslar iyice gevşetilir. İyice gevşeyen kaslar, yer çekimini hissetmeye başlar ve parmaklar istemsizce minik minik hareketlenir. Ayak parmaklarının bu serbest dansı, ikinci aşamaya geçilebileceğinin işaretidir.

2-Bel

Ayak parmaklarındaki kasların gevşediğinden emin olunduktan sonra sıra, bel kaslarının gevşetilmesine gelir. Göbek serbest bırakıldığında bel, otomatik olarak gevşeyecektir ve rahat edebilmek için bir desteğe ihtiyaç duyulacaktır. Bu gereksinim, üçüncü aşamaya geçilebileceğinin göstergesidir.

3- Yüz

Bel kasları yastık vb. bir eşya ile güzelce desteklenip iyice rahat ettirildikten sonra sıra, yüz kaslarına gelir. Yüz kasları iyice gevşetilir. Bütün kaslar gevşetildiğinde yüzde aşağı doğru bir çekilme ya da sarkma hissedilir.

4- Nefes

Tüm gevşemeler tamamlandığında, yani vücudun üç bölgesi aynı anda hizalandığında nabız düşer ve nefes de yavaşlamaya başlar.

*Meditasyonda Ay ışığını hayal etme

Satürn’ün temsil ettiği 7. çakra, başın üzerinden yukarıya doğru açılan taç çakradır. Buradan tertemiz Ay ışığının, başın üzerinden vücuda girerek önce omurgaya dolduğu, sonra da ayak parmaklarından toprağa aktığı hayal edilir. Bu akış hissedildiğinde bütün çakralar hizanlanmış olur, kişiyi güven ve huzur duygusu kaplar. Artık egzersizlere başlama zamanı gelmiş demektir.

Egzersizler

Ay Egzersizi

Astrolojide anne veya bebeğin bakımını üstlenmiş kişiler, Ay ile temsil edilen karakterlerdir.

Gevşeme aşamaları tamamlanarak çakralar hizalandıktan sonra vücuda dolan ışık enerjisi, 4. çakra üzerinde, yani kalp çakrası üzerinde, saat yönünde dönen bir sarmal şeklinde yoğunlaştırılır. İyice motive olunduktan sonra anne, karşıda ayakta hayal edilir. O ana kadar, söylenmek istenmiş ama söylenememiş ne varsa her şey tek tek anneye anlatılır. Anlatım, iç ses ya da normal konuşma şeklinde olabilir. Konuşma sırasında, içten gelen duygular dışa yansıtılabilir. Yani ağlanabilir, gülünebilir. Ama anne kişiye karşılık vermeyecektir. Burada işin içine Plüton yani “Dünya’nın kalbi” de girer. Anne ile ilgili karmik dönüşümün sağlanması için Ay ile Plüton’un birbirine bağlanması; yani anne/annelik ile ilgili karmanın, Dünya’nın kalbine iletilmesi gerekir. O nedenle parmakların iyice gevşetilmesi önemlidir. Konuşmaya devam edilirken, içte biriktirilen bütün sıkıntıların ayak parmaklardan toprağa aktığı hayal edilir. Söylenmesi gereken her şey söylenip iç iyice döküldüğünde, yani kalp huzur dolduğunda, kalp çakrasında dönen sarmal şeklindeki huzurlu enerji, annenin kalbinden girip bütün vücuduna yayılacak şekilde yollanır ve anneye “Sana huzur(2) diliyorum” denir.

Huzurlu an sağlandığında 20 dakikalık süre daha tamamlanmamışsa, süre dolana kadar huzurlu enerji kalp çakrasında sarmal şeklinde yoğunlaştırılmaya devam edilir.

Bir sonraki gün, aynı karakter ile ilgili yine huzursuz hissedilebilir. Huzursuzluk hissi tamamen yok olana kadar her gün aynı karakterle ilgili egzersiz yapılmalıdır. Karakterle ilgili iç huzur yakalandıktan sonra diğer bir Ay karakterine geçilebilir. 28 günlük süreç bitmeden, özgürleşmek istenilen Ay karakteri kalmamış ise huzurlu enerji, her gün 4. çakrada sarmal şeklinde yoğunlaştırılmaya devam edilir.

Güneş Egzersizi

Astrolojide baba, koca ve otorite figürü(3) Güneş ile temsil edilen karakterlerdir.

Gevşeme aşamaları tamamlanarak çakralar hizalandıktan sonra vücuda dolan ışık enerjisi, 3. çakra (Güneş enerjisinin bedenle bağlantı kurduğu yerdir.) üzerinde, yani göbek deliğinin etrafında (göbek deliği dahil) saat yönünde dönen bir sarmal şeklinde yoğunlaştırılır. Ay egzersizinde olduğu gibi, iyice motive olunduktan sonra baba/koca/otorite figürü vb., karşıda ayakta hayal edilir. O ana kadar söylenmek istenmiş ama söylenememiş ne varsa, her şey tek tek hayal edilen karaktere anlatılır. Anlatım, iç ses ya da normal konuşma şeklinde olabilir. Konuşma sırasında içten gelen duyguların dışa yansıtılması konusunda serbestlik vardır; isteyen ağlayabilir, isteyen gülebilir. Ama hayal edilen karakter kişiye karşılık vermeyecektir. Yani baba/koca/otorite figürü vb. ile ilgili karmanın Dünya’nın kalbine iletilmesi gerekir. O nedenle ayak parmakların iyice gevşetilmesi önemlidir. Konuşma sırasında içte biriktirilen bütün sıkıntıların ayak parmaklardan Dünya’nın kalbine aktığı hayal edilir. Söylenmesi gereken her şey söylenip iç iyice döküldüğünde, yani iç huzur sağlandığında, göbek bölgesinde dönen sarmal şeklindeki huzurlu enerji, hayal edilen karakterin göbek bölgesinden girip bütün vücuduna yayılacak şekilde yollanır ve karaktere “Sana huzur diliyorum” denir.

Huzurlu an sağlandığında 20 dakikalık süre tamamlanmamışsa, süre dolana kadar huzurlu enerji, 3. çakrada sarmal şeklinde yoğunlaştırılmaya devam edilir.

Bir sonraki gün, aynı karakter ile ilgili yine huzursuz hissedilebilir. Huzursuzluk hissi tamamen yok olana kadar her gün, aynı karakterle ilgili egzersiz yapılmalıdır. İç huzur sağlandıktan sonra diğer bir Güneş karakterine geçilebilir.

Jüpiter Egzersizi

Öğretmen, üniversite hatıraları, iş ortamındaki güçlü karakterler Jüpiter egzersizinin çalışma alanıdır.

Gevşeme aşamaları tamamlanarak çakralar hizalandıktan sonra vücuda dolan ışık enerjisi, 6. çakra üzerinde (3. göz, Jüpiter enerjisi ile temsil edilir), yani alın bölgesinde saat yönünde dönen bir sarmal şeklinde yoğunlaştırılır, ardından da, “Benim neşemi kim aldı?” sorusu sorulur. Cevap; bir kişi, yer, olay, nesne vs. olabilir. Cevabın ne olacağı kişinin yaşadığı deneyimlere göre çeşitlilik gösterebilir. Bu kez karşıda hayal edilen şey, soruya verilen cevap olmalıdır. O ana kadar, söylenmek istenmiş ama söylenememiş ne varsa, her şey tek tek anlatılır. Anlatım, iç ses ya da normal konuşma şeklinde olabilir. Konuşma sırasında içten gelen duyguların dışa yansıtılması; ağlamak, gülmek, kızmak serbesttir. Meditasyon sırasında centilmen olma zorunluluğu yoktur. Ama hayal edilen karakter, kişiye karşılık vermeyecektir. Önemli olan, içte biriktirilenlerin dışarıya dökülmesidir. Ayak parmakların iyice gevşetilmesi önemlidir. Konuşma devam ederken, içte biriktirilen bütün sıkıntıların ayak parmaklardan Dünya’nın kalbine aktığı hayal edilir. Söylenmesi gereken her şey söylenip iç iyice döküldüğünde yani iç huzur sağlandığında, alın bölgesinde dönen sarmal şeklindeki huzurlu enerji; hayal edilen karakterin alın bölgesinden girip bütün vücuduna yayılacak şekilde yollanır ve karaktere “Sana huzur diliyorum” denir.

Huzurlu an sağlandığında 20 dakikalık süre tamamlanmamışsa, süre dolana kadar huzurlu enerji, 6. çakrada sarmal şeklinde yoğunlaştırmaya devam edilir.

Bir sonraki gün, sorunun cevabı ile ilgili yine huzursuz hissedilebilir. Huzursuzluk hissi tamamen yok olana kadar her gün, aynı cevapla ilgili egzersiz yapılmalıdır, sonra diğer bir cevaba geçilebilir.

Satürn Egzersizi

Kişinin karmik hafızası, 7. çakrada (Baş bölgesinin üzerinde daire şeklinde bir alandır, Satürn ile temsil edilir.) yaşar.

Gevşeme aşamaları tamamlanarak çakralar hizalandıktan sonra kafa bölgesinin üzerinde (yani 7. çakrasında) anıların yer aldığı bir hare hayal edilir. Hemen ardından işin içine Plüton yani Dünya’nın kalbi girer. Karmik dönüşümün sağlanması için Satürn ile Plüton’un birbirine bağlanması; yani 7. çakrada bulunan karmik anıların Dünya’nın kalbine iletilmesi gerekir. O nedenle parmakların iyice gevşetilmesi önemlidir. Ay ışığından bir su hortumu hayal edilir. Hortum, bir elektrikli süpürge gibi; anıları 7. çakradan toplayarak, kök çakradan Dünya’nın kalbine yollar.

Huzurlu an sağlandığında 20 dakikalık süre tamamlanmamışsa, süre dolana kadar 7. çakradan bedene dolarak kök çakradan Dünya’nın kalbine akan huzurlu enerjiye yoğunlaşmaya devam edilir.

Merkür Egzersizi

Merkür’ün Antik Yunan’daki adı Hermes’tir. Yani mitolojik bakış açısıyla; Hermes, ölümsüzlerin, yani tanrıların mesajlarını ölümlülere, yani insanoğluna yorumlamasıyla meşhurdur. Ancak egzersizler; özel hayata uyarlandığı için, yani bireysel dönüşüm hedeflendiği için; Merkür’ün temsil ettiği kardeş, kuzen, genç akrabalar enerjisi üzerinden oluşturulmuştur.

Hermetizmde “Merkür Bilinci” diye bir kavram vardır. Kardeşlik enerjisi, ilahi olan hatlar arasındaki bağları anlatır.

1- Hermetizme göre; Merkür, kişinin anne-baba soyundaki herkesin enerjisini, hatıralarını ve DNA’larındaki bilgileri taşır. Ataların bütün bilgisi Merkür’de saklıdır. Yani Merkür, ataların elçisidir.

2- Merkür, mitolojide kompleksiz ve kendisini herkesle eşit gören iki tanrıdan biridir. (Diğer kompleksiz tanrı ise Başşifacı Chiron’dur.) Merkür, bütün tanrılarla eşit şekilde geçinir, hepsine eşit mesafede durur, tanrılara hiyerarşideki konumuna göre davranmaz. Tanrılardan tanrılara ya da insanlara bilgi taşıyan postacıdır Merkür. Yani tanrıların da elçisidir.

Hermetizmde bu rol, kardeşliği tesil eder. O nedenle insan, atalarına kardeş sevgisiyle yaklaşmalı, tanrıları ve melekleri kardeşi gibi bilmelidir. Evrensel kardeşlik bilinci bu temele dayanır. Kardeşlik bilinci sağlandığında, tatlı dil de yakalanmış olur.

Kendini başka insanlardan veya varlıklardan daha aşağı görmek, Merkür’ün zararlı kullanımına işarettir. Merkür bozuk çalışıyorsa bazı davranışsal özellikler ortaya çıkar: Sürekli bağırmak, kırıcı kelimeler kullanmak, küfürlü konuşmak, başkasının lafını bölmek, aşırı konuşmak, kaba ve kompleks yüklü olmak, kendini diğer varlıklarla eşit görememek, diğer insanlara uyum sağlayamamak… Natal chart’ta Merkür asaletli bir durumda değilse, gerekli egzersizler yapılarak Merkür uyumlu hâle getirilebilir.

Bu egzersizde kardeş gibi görülmeyen, sinir olunan kişilere odaklanılır. Burada öğrenilmesi gereken, söz konusu kişilere karşı susmaktır. Merkür egzersizi, 28 gün boyunca her gün yapılmaz. Sadece çarşamba günü yapılır. Çünkü çarşamba, Merkür günüdür. 4 hafta üst üste her çarşamba egzersiz yapılarak yine Ay’ın yaklaşık 28 günlük döngüsü yakalanır.

Çarşamba günü uyanılır, yarım günlük bir aralık belirlenir ve o saatler arasında -iş ile ilgili bir konu dışında- konuşulmaz, sohbet edilmez. Yazışmalar yapılabilir, mesajlaşılabilir. Bu egzersizde esas olan, susmayı başarmaktır. Mesleği konuşma üzerine olan kişiler ise uygun bir zamanında çevresindekilere konuşmayacağını bildirerek, dinlenmeye çekilir ve 1 ila 3 saat arasında karanlıkta, gözler kapalı, omurga dik olacak bir şekilde sessizce oturur. Bu kez okumak, yazmak yasaktır. Bu süre boyunca yapılması gereken, zihne olabildiğince az eşlik etmektir. Düşüncelere kapılmadan, sadece zihinden geçenlerin seyircisi olmayı deneyimlemek, egzersizin en önemli kısmıdır. 28 gün boyunca söz konusu kişiyle yapılan konuşmalara da dikkat edilmelidir. O kişiye karşı sakin, uyumlu davranmalı ve sessiz kalınmalıdır.

Merkür egzersizi gerektiği gibi yapılırsa, kişinin konuşması sakinleşir, uyku düzeni oluşur, çevreyle huzurlu ve uyumlu ilişkiler geliştirmesi kolaylaşır, ekolojik “evet” ve “hayır” diyebilmesi sağlanır; yani kişi, “evet” ya da “hayır” derken hem kendi hem de başkalarının menfaatini gözetmeye başlar.

Venüs Egzersizi

Venüs’ün karşılığı Tabiat Ana’dır. Mısır’daki adı ise İsis’dir. Antik Yunan’da Boğa burcunu yöneten anlamıyla Afrodit, Terazi burcunu yöneten anlamıyla Athena’dır.

Hermetizmde, Venüs Bilinci diye bir kavram vardır. Bu bilinç, hem Kolaylık Yasasını (Terazi) hem de Çekim Yasasını (Boğa) içinde barındırır. Natal chart’ta Venüs asaletli değilse, bu iki yasa kendisini ortaya koyamaz. Böylece düşüncelerin tezahür etmesi mümkün olamaz. Yani bir hayalin, bir projenin somut hâle getirilmesi, gerçekleştirilmesi zorlaşır. Çünkü, Venüs’ün asaletli olmadığı durumlarda; muhakeme gücü zayıflar, kendine ve başkasına adaletli davranılamaz. Hâliyle Çekim Yasası devreye giremez. Venüs’ün asaletsiz oluşu, bedenle barışık olunmadığının, aynı zamanda bedenin mutlu tutulmadığının da göstergesidir. Doğal olarak, Venüs’ün temsil ettiği Kolaylık Yasası’nın da devreye girmesi söz konusu olamaz. Yani hiçbir hayal maddiyata dökülemez. İşte Venüs egzersizi, kişinin kendine ve çevresine karşı adalet duygusunu kalıcı olarak güçlendiren, kişiyi bedeniyle barıştıran; böylece Kolaylık ve Çekim Yasası’nın devreye girmesini sağlayan egzersizdir.

Yumuşak bir yere uzanılır. Beden iyice rahat ettirilir. Kollar ve bacaklar da açılarak beden güvenle yer çekimine bırakılır. İyice gevşeyip rahatladıktan sonra “Sevgili bedenim nasılsın, kendinden mutlu musun?” diye sorulur. Soru karşısında eğer beden tepki veriyorsa huzurlu, mutlu değildir. O zaman tepki veren yere odaklanılır, daha da gevşenir ve tepki geçene kadar; “İçimden gelip geçmene izin veriyorum.” denir. Yani Mars’a ait “direnç gösterme” bırakılır, Satürn’e ait “kabul et- şükret metodu” uygulanır. Beden rahatladığında; adil olduğuna inanılan, gerçekçi ve akılcı proje hayal edilir. Venüs egzersizinde 20 dakika kuralı geçerli değildir. Her gün yapılan 5-10 dakikalık egzersiz, Venüs Bilinci’ni aktif hale getirmeye yetecektir.

Mars Egzersizi

Mars’ın olumlu çalışması için Mars enerjisinin dengelenmesi zorunludur. Yani kök çakraya iyi bakılmalıdır.

Mars’ı dengeli çalıştırmanın ön koşulu, ataların (anne-baba- anne ve baba soyu) rızasını almaktan geçer. Tıpkı astrolojideki 4 ve 10. evler arasındaki bağ gibi… Ataların rızası alınmadan (4.ev), kariyer evinde (10. ev) rahat edilemez, toplumun kariyeri desteklemesi söz konusu olmaz. Eğer atalarla ilgili sorun yaşanıyorsa Ay, Güneş, Jüpiter, Satürn, Merkür egzersizlerinden destek alınmalıdır.

Mars enerjisini dengelenmek için; aroma terapiler alınmalı, en güzel kokular kullanmalıdır. Çünkü kök çakra burunla bağlantılıdır. Aynı zamanda spor, günlük hayatın bir parçası haline getirilmelidir. İlla ki spor salonuna gidilmesi, ağır sporlar yapılması gerekmez. Gün içinde en az yarım saatlik basit yürüyüşler bile Mars enerjisini aktive etmeye yetecektir.

  1. Merkür, Venüs ve Mars egzersizleri hariç.
  2. Kişiyi özgürleştiren kelime ‘huzur’dur. Sert anıları yaşatan kişi, sevgi ile bırakılırsa, o kişinin ardından özlem gelecektir.
  3. Otorite figürü söz konusu olduğunda, karakterin cinsiyeti önemli değildir; kadın da olabilir erkek de.

Paylaş